Değişiklik.

Olmuyordu. Bir türlü yeni bir yazı yazamıyordum. Sanki bu dünyada yaşamıyor gibi hissediyordum. Yazılabilecek kişisel deneyimlerim yok olmuştu galiba. Ya da hiç kişisel bir deneyimim olmamış gibi hissediyordum bu hayatta. Doğru değildi bu düşündüğüm. Her zamanki alışkanlıklarım devam ediyordu. İş, arkadaşlar ve hafta sonu içişleri hala devam ediyordu. Hafta içi içişlerim sekteye uğramıştı ama bir şekilde hayatta kalmayı başarmıştım. Şimdilik. Sabit hızla hareket eden bir cismin ivmesi nasıl yoksa hep aynı şeyleri tekrarlayan insanların da yaşadığı söylenemezdi. Canımı sıkmıştı bu durum. Hayatımda bir şeylerin değişmesi lazımdı.
Bir şeyleri değiştirmek umuduyla her zaman gittiğim barlardan birine gittim. Bir votka limon söyledim her zamanki gibi! Gene aynı şeyi tekrarlamıştım. Votkayı dipledikten sonra farklı bir şey denemeye karar verdim. Barın üzerinde duran içki şişelerini izlemeye başladım. Sadece şişesi için bile içilebilecek bir sürü içki vardı. Birkaç şişe üzerinde karar kılmıştım. Ama bir türlü barmene söylemiyordum. Kelimeler ağzımdan çıkmıyordu. Değişiklikte cesaret istiyordu. Özellikle alışkanlıklarınıza çok bağlıyken durum daha da zor oluyordu. Vazgeçtim. Ara ara içtiğim ve tadını bildiğim bir içkide karar kıldım bu sefer. Rahatladığımı hissettim. Barmene “bir tekila” dedim. İki dakika sonra tekila yuvarlanılmaya hazır bir şekilde önümdeydi. Bardağın kenarındaki tuzları yaladıktan sonra dipledim tekilayı. Boğazımı yakmıştı. Her zamanki gibi. Fazla dayanamadım ve limonu da attım ağzıma. Tekilanın tadı oturmuştu ağzımda. Keyfim yerine gelmişti. Yaptığım değişikliğin ne kadar küçük olduğunu düşünmeye başladım. Ama bir şeyleri değiştirmişti bu durum. O küçük değişikliği yapmasaydım bu yazıyı yazamayacaktım.