Film




Sevmiyordum. Sonu kötü biten bir filmi hiç sevmiyordum. Karakterler güzel canlandırılmış, mekânlar iyi seçilmiş, renkler doğru kullanılmış, müzikleri filmi tamamlamış ve izlerken filmin sonuna kadar izleyicinin ağzında ne kadar güzel bir tat bırakmış olursa olsun. Böyle filmleri anılarımdan silmek isterim. İstemediğim bir sonla bitmişlerdir ve değersizdirler artık. Ama unutmak o kadar kolay değildir. Başroldeki oyuncuya benzer biriyle tanıştığımda, filmin müziklerinden birini duyduğumda veya başka bir filmde aynı duyguları hissettiğimde anılarım tekrar canlanır. Hayatın acılığını bir kez daha tadarım. O an bir şeylerden nefret etme duygusu kabarır içimde. Yönetmene, kostüm tasarımcısına, görüntü yönetmenine, senaryo yazarına ve en çok da orospu çocuğu yapımcıya küfür ederim. Sonu kötü biten bir filmi yarattığı için küfürlerin çoğuna layıktır.

Hayat can sıkıntısıyla ve anlamsızlıklarla doluydu. Can sıkıntımızı giderip bir şeyleri anlamaya çalışıyorduk. Ya da bir şeylerde anlam bulup can sıkıntımızı gidermeye. Yeni bir filme başladım. Can sıkıntım azaldı. Ama filme herhangi bir anlam yükleyemedim. Gene de güzel gidiyor film şimdilik. İçinde hiçbir romantizmin olmadığı, karakterlerin sıkı içici olduğu, hiçbir şey anlatmayan ve izlerken insanı kasmıyordu. Film sonuyla ilgili bir çok ipucu vermeye başlamıştı. Ve artık sonunu tahmin edebiliyordum. Aslında her şeyin sonu belliydi ama sonu görmek işimize gelmiyordu. Kendimizi kandırıyorduk. Bu sefer değişiklik yaptım ve filmin sonunu getirmeden başka bir filmi izlemeye karar verdim. Gene aynı sonla bitecek bir filme!