Fragman



Güneşin batışı
Hiç bu kadar yalnız hissettirmemişti bana.
Denizin üzerindeki yansıması bile
Ne kadar parçalandığının göstergesiydi.
Ben de parçalanıyordum.
Fiziksel olarak fena değildim.
Ama duygusal olarak hala dipteydim.
Geçmişte tıkılıp kalmıştım.
Aşmak zordu benim için.
Çaba sarf etmiyordum.
Zamanında bir film izlemiştim.
Tamamen kızıl bir dünyada geçen.
Mutlu bir hikayeyle başlayıp
Kahramanın sevdiğine ulaşamadığı
Filmin sonunda hüznün boy gösterdiği
İzlemesi zevkli ama yaşaması acı bir filmdi.
Çok düşündüm.
Bizim filmlerden farklı olmamız lazımdı.
Hayat bir kurgu olamazdı.
Ama ya Tanrı bu evrendeki en büyük yönetmense!
O zaman rolümüzün hakkını verip
Acı çekmeye devam etmeliydik.

Şişemin yarısı, gerçekliğin tamamı - 2

Yapamıyordum.
Bu kadar düzensiz ve belirsiz bir hayatın içindeyken
Bir şeylere ulaşmak ve ona sahip olmak imkansızdı.
Ve
Umutsuzluğum her geçen gün artarken
Yalnızlığım
Evren gibi genişlerken
Tutunabilmek için bir güce veya referans noktasına ihtiyacım vardı.
Şişemin yarısı gerçekliğin tamamıydı.
Evrenin dışına çıkmak, cehennemin kapısında olmak, normal veya herkesten ve her şeyden uzakta olabilmek için.
Çok kısa bir süre için.
Aynı hayat gibi…

Yanılsama



Her şey bir yanılsamadan ibaretti.
Fark etmemiz uzun zaman alıyordu bu yanılsamaları.
Ama fark ediyorduk bir şekilde.
Birisini saçmalayacak şekilde seviyorsan buna aşk deniliyordu.
Geçiciydi.
Birisini saçmalayacak şekilde severken kaybedersen buna sonsuz aşk deniliyordu.
Kalıcı bir yanılsamaydı.
Kaybetmezsen sıradanlaşan,
Kaybedersen ilahlaşan
Boktan bir yanılsamaydı ikisi de.